Dünya'nın en saygın mimarlık organizasyonlarından biri olan WAF World Architecture Festival (Dünya Mimarlık Festivali) ödülleri açıklandı.
Tamamlanmış binalar kategorisinde Renzo Piano Building Workshop tarafından tasarlanan İstanbul Modern Sanat Müzesi ile Bilgin Architects tarafından tasarlanan Kalyon Karapınar 1.350 MWp GES – Merkezi Kontrol Binası ödüle layık görüldü.
EAA - Emre Arolat Mimarlık Küçükçekmece Cemevi projesi de gelecek projeler kategorisinde derece elde etti.
Kazanan projelere yakından bakalım
Renzo Piano Building Workshop tarafından tasarlanan İstanbul Modern Sanat Müzesi
Istanbul Modern (İstanbul Modern Sanat Müzesi), 2004 yılında Türkiye'nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi olarak kuruldu. Yeni binası, 4 Mayıs 2023'te açıldı ve eski bina yerine, İstanbul Boğazı kıyısındaki eski bir gümrük deposunun bulunduğu aynı alanda yer alıyor. Bu yeni bina, ziyaretçilere Boğaz'ı, Prens Adaları'nı ve Tarihi Yarımada'yı benzersiz bir bakış açısıyla görme fırsatı sunuyor.
Binanın tasarımı, ünlü mimar Renzo Piano tarafından yapıldı ve Boğaz'ın ışıltılı sularından ilham aldı. Yapının dış cephesi, 3D şekillendirilmiş alüminyum panellerle kaplanmış ve bu paneller ışığın değişen yönlerine göre parlayarak balık pullarına benzer bir etki yaratıyor. Binanın tasarımı, Avrupa ile Asya arasında yüzen gemileri andıran bir formda olup, Boğaz ile Tophane Parkı arasında görsel bir etkileşim yaratıyor.
Istanbul Modern, 10.500 metrekarelik bir alana yayılıyor ve geçici sergiler, eğitim programları, film gösterimleri ve geniş bir sanat koleksiyonu için alan sağlıyor. Ziyaretçiler, binadaki büyük merdivenlerden geçerek müzenin farklı katlarına ulaşabiliyor. Zemin katta bir kafeterya, müze dükkanı, kütüphane ve eğitim alanları bulunuyor. Ayrıca, müzenin alt katında 156 kişilik bir sinema salonu yer alıyor.
Müzenin üst katları, hem park hem de Boğaz manzarasına sahip sergi salonlarıyla ziyaretçilere görsel bir bağlantı sunuyor. Binanın çatısında, suyla kaplı bir alanın üzerine inşa edilmiş bir teras, şehri ve denizi yansıtan bir atmosfer yaratıyor.
Istanbul Modern, Mayıs 2023 ile Mayıs 2024 arasında yaklaşık 750.000 ziyaretçi aldı.
Özetle, Istanbul Modern'in yeni binası, modern sanatla buluşmak için estetik ve işlevsel bir mekan sunarken, çevresiyle de güçlü bir görsel bağ kuruyor.
Kalyon Karapınar 1.350 MWp SPP – Central Control Building
Kalyon Karapınar 1.350 MWp SPP (Solar Power Plant) Central Control Building, Türkiye'nin Konya ilinin Karapınar ilçesinde yer alıyor. Bu bölge, Türkiye'nin çöl iklimine sahip tek bölgesi olarak dikkat çekiyor ve tarıma uygun olmayan bu 20 kilometrekarelik alan, enerji üretimi açısından büyük potansiyel taşıyor. Kalyon Enerji, burada 1.350 MWp kapasitesine sahip Avrupa'nın en büyük güneş enerjisi santralini kurmuş ve bu santralin yönetimi için Merkez Kontrol Binası inşa edilmiştir.
Bina, öncelikli olarak güneş enerjisi santralinin kontrolü için teknolojik altyapı sağlamaktadır. Ancak, sadece bir kontrol merkezi olmanın ötesinde, sürdürülebilir enerji teknolojilerinin bir arayüzü olarak tasarlanmıştır. Çöl iklimine sahip bu düz alanda, bina, yenilenebilir enerji teknolojilerini temsil eden bir simge olarak konumlanmıştır.
Bina Tasarımı: Bina, güneş panellerinin 40 metre uzağında, aynı doğrultuda yer alacak şekilde inşa edilmiştir. Bu konum, panellerin üzerine gölge düşürmemesi amacıyla seçilmiştir. Bina cepheleri, hem doğa ile uyumlu hem de gökyüzü ile diyalog kuracak şekilde tasarlanmıştır. Cephelerin yüksek yansıma özellikleri sayesinde, bina çevresiyle entegre olur ve silueti ufuk çizgisiyle devam eder.
Cephe Tasarımı: Cepheler, hem estetik hem de fonksiyonel bir işlev taşıyor. İki katmanlı cephe, binanın ana cephesine gelen güneş ışığ ını minimize etmek için tasarlanmıştır. 7.200 adet paslanmaz çelik panelden oluşan cephe, dört farklı şeffaflık seviyesinde düzenlenmiştir ve çevresel faktörlere göre özelleşmiştir. Bu tasarım, binanın kimliğini oluştururken, binanın çevresine yansıyan ışıkla kinetik bir deneyim yaratır. Günün farklı saatlerinde renk değiştiren bu yüzey, bulutlu havalarda ise silüetini kaybeder, gece ise iç mekanları ve avluyu ortaya çıkararak gece gündüz arasındaki farkı vurgular.
İç Mekan ve Kullanım: Tek katlı olarak tasarlanan bina, insanların, doğanın ve teknolojinin kesişim noktasında farklı deneyimler sunar. Cepheler, dış çevreyle etkileşimde olan ve içeriye nazik bir bariyer oluşturan şeffaf bir perde gibi işlev görür. Bina girişinde, ziyaretçilere avlu cephesi ile karşılanan geniş bir fuaye alanı bulunur. Bu alan, kafeterya ve çok amaçlı salonla bağlantılıdır ve farklı etkinliklere, panellere ve çalıştaylara ev sahipliği yapabilecek altyapıya sahiptir.
EAA - Emre Arolat Mimarlık Küçükçekmece Cemevi projesi
Küçükçekmece cemevi, Emre Arolat Architecture (EAA) tarafından tasarlanmış ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle hayata geçirilmiştir. Proje, özellikle Alevilik kimliği ve bu topluluğun meşru bir alan ihtiyacı göz önünde bulundurularak tasarlanmıştır. Toplumları kimlikler üzerinden bölen politikaların etkisi altında, bu tür grupların marjinalleşmesi ve toplumda yabancılaşmalarının önlenmesi amacıyla, Cemevi tasarımında sosyal yapıyı göz önünde bulunduran bir yaklaşım benimsenmiştir.
Proje, Alevilik kültürünün sözlü ve yazılı belgelerinden ilham alarak, “cem” (toplanma, bir araya gelme) ritüellerinin desenleri ve ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirilmiştir. Tasarım sürecinde, mevcut otopark ve çevresindeki alanların kullanım örüntüleri incelenerek, bölgedeki kaliteli rekreasyon alanı ihtiyacı da dikkate alınmıştır.
Cemevi ve ek tesisleri, park alanına doğrudan bağlanan, düşey bir düzeyde yerleştirilmiş parçalanmış yapılar olarak tasarlanmıştır. Bu yerleşim, mekansal akışkanlık prensibiyle düzenlenmiş ve kullanıcıların farklı alanlarda çeşitli aktiviteler yapmalarını sağlayan avlular oluşturulmuştur. Bu avlular, üst seviyedeki park alanıyla görsel ve fiziksel olarak bağlanmıştır.
Bina, sakin bir atmosfer yaratmayı amaçlayan bir düzenlemeye sahip olup, “hayat” adı verilen ana kamusal alanın çevresine yerleştirilen Yemekhane, Okuma Salonu ve Sınıflar ile geleneksel kırsal yerleşim tipolojisinden ilham alınarak tasarlanmıştır. İbadet alanı ise toplanma ve birlik kavramlarını içeren cem ritüelleri temel alınarak, Sohbet Meydanı, cem Meydanı ve avlu yapılarıyla çevrelenmiştir.
Proje, toplumun kimliksel baskılara karşı varlıklarını sürdürebilmesi ve sosyal bir alan oluşturulması amacıyla, tasarımı ve yerleşimiyle bölgenin ihtiyaçlarına cevap vermeyi amaçlamaktadır. Bu tasarım yaklaşımı, yalnızca bir ibadet yeri değil, aynı zamanda toplumun bir araya gelebileceği bir merkez oluşturmayı hedeflemektedir.