Tefrişte kuyruklu piyano kullanmak

Mimari projelerde tefrişte kuyruklu piyano kullanmak, adeta mimarlık dünyasının şampanya patlatma anıdır. Hayal edin: Şık bir malikaneye ihtişam katmak istiyorsunuz ve en göz alıcı köşeye ne koyacağınızı düşünüyorsunuz. Elbette, kuyruklu bir piyano! Çünkü bir projeyi sanat eseri yapmanın en kısa yolu, odaya devasa, parıl parıl parlayan bir piyano yerleştirmektir, değil mi? Mimarın bir "nüans" hissi varmış gibi görünmesine yardımcı olan bu eklenti, aslında bir çığlık gibi: "Evet, ben sofistike biriyim!"

Ama gerçekçi olalım, kuyruklu piyano yerleştirmek sadece "bakın, ne kadar da zarifim" demenin mimari dildeki karşılığıdır. Bir projede kuyruklu piyano kullanmak, diğer tüm mimari detayları gölgede bırakacak bir hamledir. Bu, sanki tüm tasarımın, duvarların, zeminlerin, aydınlatmaların önemi yokmuş gibi hissettirir. Sadece o kuyruklu piyanoya bakın! Evin geri kalanını unutabilirsiniz, çünkü bu mekanın tek bir yıldızı var: O da işte o köşede duran, muhtemelen hiç kimsenin çalmayacağı, sadece orada olmak için orada olan piyano.

Ayrıca, bu güzelim kuyruklu piyano sadece görselliğiyle değil, ses getirmesiyle de meşhurdur. Hayali bir "piyano partisi" düzenlemek isterseniz, orada olmasının bir anlamı olur belki ama gerçekçi olalım: Çoğu zaman bu piyanolar toz toplamaktan başka bir işe yaramaz. Ama kimsenin bunu dile getirdiği yok. O oda, kuyruklu piyano ile bir tür ‘aura’ kazanmıştır artık. "Bu evde yaşanıyor" mesajı değil de, "bu evde yaşayan biri sanata değer veriyor" mesajı verilir. Ne zarif, ne anlamlı, ne derin bir illüzyon!

Tabii ki, bir kuyruklu piyano yerleştirirken tüm projeye entegre edebilmek de ayrı bir sanattır. Piyanonun yanındaki koltuklar, sehpa, hatta perde rengine kadar her şey ona uygun olmalı ki bu devasa müzik aleti gözleri tırmalamasın. Ama sormak lazım: Tüm bu çaba, sadece "prestij" kelimesinin cisimleşmiş hali olan o piyanoyu haklı çıkarmak için mi?

kuyruklu piyano kullanmak, mimari projelere bir dokunuş katmak isteyenlerin başvurduğu son çarelerden biridir. Ama bu ‘dokunuş’ bir tuşa basmak kadar basit bir iş değil. Çünkü o kuyruklu piyano, hem mekânın hem de mimarın karakterinin üzerine ağır bir gölge düşürür. Ama kim bilir? Belki de tek amaç, o zarif gölgenin altına sığınıp biraz da bizler gibi sıradan insanlardan ayrılmaktır.

Ah, kuyruklu piyano.. üzümlü kekim.. sen ne tatlı bir ironisin!

stajyer mim
 · Kronik stajyer