Türkiye'de bir geyik muhabbeti var. iç mimar - dış mimar şeklinde. aslında dış mimar diye bi tanımlama - meslek yok. konu özellikle sosyal medyada baya laga luga meselesi olarak ele alınıyor. mimar var, peyzaj mimarı ve iç mimar var.. dış mimar diye bir şey yok.
mimarlık dünyasında gerçekte üç ana dal var: mimar, iç mimar ve peyzaj mimarı. mimar, binanın hem içini hem dışını tasarlıyor. i̇ç mimar, adı üstünde iç mekânlara odaklanıyor. peyzaj mimarı ise dış mekânları, yani bahçeleri, parkları falan düzenliyor. peki "dış mimar" nerede? cevap: sosyal medyanın hayal dünyasında!
bu "dış mimar" muhabbeti, sanki mimarlar binayı dışarıdan tasarlayıp içini boş bırakıyormuş gibi bir algı yaratıyor. halbuki gerçek bir mimar, binanın hem dışını hem içini bir bütün olarak ele alır. yani "dış mimar" demek, aslında sadece "mimar" demek.
belki de bu tartışma, mimarların iş bölümü yapmaya karar verdiği bir paralel evrende geçiyor. düşünsenize, bir mimar arkadaşınıza "ne iş yapıyorsun?" diye soruyorsunuz, o da "ben dış mimarım, sadece binaların dış cephesini tasarlıyorum. i̇çi beni ilgilendirmez!" diyor. herhalde cevap olarak "peki içeride yaşayanlar ne olacak? onlar da pencerelerden sarkıp mı yaşayacaklar?" derdiniz.