Pasif Ev, Türkiye'de "Enerji Oburu Değil, Enerji Yobazı Ev" olarak da adlandırılabilir. Bu evler, enerji tüketimini minimuma indirirken, konforu maksimuma çıkarıyor. Yani, hem cebiniz hem de gezegenimiz "Oh be, sonunda!" diyor.
Türkiye'de Pasif Ev kavramı, geleneksel mimarimizde aslında hep vardı. Düşünsenize, Safranbolu evleri yazın serin, kışın sıcak. Sanki atalarımız "Klima mı? O da ne? Biz evimizi akıllı yaparız!" demiş gibi.
Modern Türk mimarisinde ise Pasif Ev örnekleri yeni yeni görülmeye başladı. Mesela, 2015'te İzmir'de inşa edilen ve Türkiye'nin ilk sertifikalı Pasif Evi olan "Çekirge Evi"ni ele alalım. Mimar Seçil Seçkin'in imzasını taşıyan bu ev, adeta komşularına göz kırpıp "Ben enerji faturası ödemiyorum, ya siz?" diyor.
Bir başka örnek, İstanbul'daki "B House" projesi. 2018'de Mimar Burak Ünder tarafından tasarlanan bu ev, güneş enerjisi sistemleri ve akıllı yalıtımıyla dikkat çekiyor. Sanki ev sahibine "Merak etme, ben senin cebini de dünyayı da koruyorum!" mesajı veriyor.
Şimdi biraz geriye gidelim. 1980'lerde (bkz:Turgut Cansever)'in Bodrum'daki "Demir Evleri" projesini düşünelim. Her ne kadar o zamanlar Pasif Ev sertifikası yoktu, Cansever'in doğal havalandırma ve yerel malzeme kullanımı, aslında bu yaklaşımın tohumlarını taşıyordu. Yani Cansever, daha o zamandan evlere "Haydi, biraz da siz çalışın!" diyordu.
Günümüze dönersek, genç Türk mimarlardan Dünya Pekdemir'in çalışmalarına bir göz atalım. Özellikle "Sıfır Enerji Okul" projesi, eğitim yapılarında Pasif Ev ilkelerini uyguluyor. Bu okullar sanki öğrencilere "Ders çalışın çocuklar, ama enerjiyi ben çalışıyorum!" diyor.
Pasif Ev kavramı, Türkiye'de henüz emekleme aşamasında olsa da, hızla gelişiyor. Mimarlarımız, Anadolu'nun geleneksel ekolojik bilgeliğini modern teknolojiyle birleştirerek bu alanda ilerliyorlar. Belki de yakında (bkz:İstanbul'un gökdelenleri), enerji tüketmek yerine enerji üretecek!