modern mimari, 20. yüzyılın başlarından itibaren gelişen ve geleneksel mimari yaklaşımlardan radikal bir kopuşu temsil eden bir akımdır. bu akım, endüstrileşme, teknolojik gelişmeler ve sosyal değişimlerin etkisiyle ortaya çıkmış ve mimarlık dünyasında devrim niteliğinde yenilikler getirmiştir.
modern mimarinin temel felsefesi, "form follows function" ((bkz:biçim işlevi izler)) prensibidir. bu ilke, amerikalı mimar (bkz:louis sullivan) tarafından ortaya atılmış ve modern mimarinin ana düşüncelerinden biri haline gelmiştir. bu yaklaşım, binaların öncelikle işlevsel olması gerektiğini ve estetik kaygıların bu işlevselliğin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkması gerektiğini savunur.
modern mimarinin öncülerinden (bkz:le corbusier), "towards a new architecture" (yeni bir mimariye doğru) adlı kitabında, modern mimarinin beş temel ilkesini şöyle sıralamıştır: pilotis (sütunlar üzerinde yükseltilmiş yapı), serbest plan, serbest cephe, yatay pencereler ve teras çatı. bu ilkeler, modern mimarinin karakteristik özelliklerini oluşturur ve birçok önemli yapıda uygulanmıştır.
(bkz:bauhaus) okulu, modern mimarinin gelişiminde çok önemli bir rol oynamıştır. (bkz:walter gropius) önderliğinde kurulan bu okul, sanat, zanaat ve teknolojiyi bir araya getirerek yeni bir tasarım anlayışı geliştirmiştir. (bkz:mies van der rohe)'nin "less is more" ((bkz:az çoktur)) sloganı, bauhaus'un minimalist yaklaşımını özetler ve modern mimarinin temel prensiplerinden biri haline gelmiştir.
modern mimarinin önemli örnekleri arasında, (bkz:frank lloyd wright)'ın organik mimari anlayışını yansıtan "falling water" (şelale evi), le corbusier'nin "(bkz:villa savoye)", ve mies van der rohe'nin "(bkz:barcelona pavilion)"u sayılabilir. bu yapılar, sade geometrik formları, geniş cam yüzeyleri ve açık plan şemalarıyla modern mimarinin karakteristik özelliklerini sergiler.