"Eli böğründe" ifadesi mimari bağlamda "payanda"ya karşılık gelir. bu terim, geleneksel mimaride, özellikle türk mimarisinde, yapısal destek elemanı olarak kullanılan payandayı tanımlamak için kullanılır. payanda, bir duvarın veya yapı elemanının dışa doğru devrilmesini önlemek amacıyla kullanılan eğik destek elemanıdır. bu, "eli böğründe" ifadesiyle özdeşleşmiştir, çünkü payandanın şekli, kişinin elinin böğrüne yaslanmış haliyle benzerlik gösterir.
geleneksel mimaride, "eli böğründe" veya payanda, sadece yapısal bir eleman olmanın ötesinde, estetik ve kültürel anlamlar da taşır. osmanlı ve selçuklu dönemlerinden kalma birçok yapı, özellikle ahşap evler ve camiler, dış cephelerinde bu destek elemanlarını kullanmıştır. payandalar, aynı zamanda yapıların özgün kimliklerini belirleyen unsurlardan biridir. mesela, safranbolu evlerinde ya da i̇stanbul'daki eski ahşap konaklarda sıkça rastlanan bu mimari detay, sadece teknik bir gereklilik değil, aynı zamanda bir süsleme ögesidir.
payandanın kullanımı, yapının zeminle olan ilişkisini güçlendirir ve yapıyı çevresel etkenlere karşı korur. örneğin, deprem gibi yer hareketlerine karşı bu elemanlar oldukça etkilidir. yalnızca duvarları desteklemekle kalmaz, aynı zamanda binanın genel stabilitesine katkıda bulunur. bu anlamda, "eli böğründe" ifadesi, hem yapının kendini koruma refleksini hem de mimarın tasarımındaki inceliği sembolize eder.
kendi mimari tecrübemden de örnek verecek olursam, (bkz:restorasyon) projelerinde payandaların orijinal haline sadık kalarak yeniden yapıya kazandırılması oldukça önemlidir. bu, yapının tarihi ve kültürel kimliğini korumak açısından hayati bir rol oynar. payandalar, sadece estetik bir unsur değil, aynı zamanda yapının ruhunu yansıtan bir detaydır. bir binanın köşe noktalarındaki bu detaylar, onu sıradanlıktan kurtarır ve ona bir karakter kazandırır.
günümüzde modern mimaride bu tür detaylara daha az rastlasak da, eski yapıların restorasyonunda bu tür geleneksel unsurların korunması, kültürel mirasın yaşatılması adına büyük bir önem taşır. özellikle çağdaş mimaride bu tarz unsurların yeni malzemeler ve tekniklerle yeniden yorumlanması, geçmişle günümüz arasında bir köprü kurar.