Dünyada sınırlı kaynakların hızla tükendiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ece Ceylan Baba, mimarlık ve inşaat sektörünün bu kaynaklar üzerindeki etkisinin azaltılması gerektiğini belirtti. Sürdürülebilirlik adına, mevcut yapıların yeniden değerlendirilmesi gerektiğini savunan Baba, bu yaklaşımı mimarlığın önemli bir felsefesi olarak tanımlıyor.
Dünya Mimarlık Günü ve 7-12 Ekim Dünya Mimarlık Haftası vesilesiyle DHA’ya yaptığı açıklamada, bu yılın temasının “Katılımcı Kentsel Tasarımda Gelecek Nesillerin Yetkilendirilmesi” olduğunu hatırlattı. Şehirlerin inşasında halkın katılımının önemine değinen Baba, özellikle genç mimarların tasarım süreçlerinde daha aktif rol almaları gerektiğini ifade etti. Bu kapsamda, yıl boyunca çeşitli etkinliklerin düzenleneceğini belirtti.
Kaynakların daha doğa dostu ve sürdürülebilir malzemelerle kullanılması gerektiğinin altını çizen Baba, mimarlığın sadece bina üretmekten ibaret olmadığını; yapının bulunduğu çevre, kültür ve ekonomisiyle de yakından ilişkili olduğunu söyledi. Özellikle mevcut atıl yapıların yeniden işlevlendirilmesi, yeni binalar inşa etmeden önce değerlendirilmesi gereken bir alternatif olarak görülüyor.
Atıl durumdaki yapıların yıkılarak yerine yeni binalar yapılması yerine, bu binaların kamusal yaşama kazandırılmasının daha sürdürülebilir bir çözüm olduğunu belirten Baba, kentsel dönüşüm projelerinde ortak çözümler üretilmesinin önemine dikkat çekti. Sanayi Devrimi sonrasında Avrupa’daki birçok sanayi yapısının kamuya açılarak halkın kullanımına sunulmasına benzer projelerden örnekler verdi. İstanbul’da da Müze Gazhane, Beykoz Siloları ve Yedikule Gazhanesi gibi yapılar, bu tür dönüşüm projelerine başarılı birer örnek olarak gösterildi.
Baba, yapay zekâ ve sanal ikiz teknolojilerinin de mimarlıkta giderek daha fazla yer bulduğunu belirterek, bu teknolojiler sayesinde binaların inşa edilmeden önce performans analizlerinin yapılarak optimizasyon sağlandığını ifade etti.
Röportajın özgün halini okumak için bu bağlantıya tıklayabilirsiniz.
