Romanesk

Romanesk mimari, yaklaşık olarak 1000 ile 1200 yılları arasında avrupa'da gelişen ve orta çağ mimarisinin önemli bir dönemini temsil eden bir üsluptur. roma i̇mparatorluğu'nun çöküşünden sonra gelişen bu stil, adını da roma mimarisinden aldığı unsurlardan dolayı "roman tarzı" anlamına gelen "romanesque" teriminden alır. romanesk mimari, gotik mimarinin öncüsü olarak kabul edilir ve avrupa'nın farklı bölgelerinde çeşitli yerel yorumlarla uygulanmıştır.

romanesk mimarisinin en belirgin özelliklerinden biri, kalın ve sağlam duvarlardır. bu duvarlar, yapıların ağırlığını taşımak ve savunma amacıyla inşa edilmiştir. kenneth john conant, "carolingian and romanesque architecture 800-1200" adlı eserinde şöyle der: "romanesk mimarinin kalın duvarları, hem yapısal bir gereklilik hem de dönemin güvensiz ortamının bir yansımasıydı." bu kalın duvarlar, aynı zamanda küçük pencereler açılmasına neden olmuş, bu da iç mekânların genellikle loş ve karanlık olmasına yol açmıştır.

romanesk mimaride yuvarlak kemerler yaygın olarak kullanılmıştır. bu kemerler, roma mimarisinden alınan bir unsur olup, kapı ve pencere açıklıklarında, tonozlarda ve süsleme elemanlarında karşımıza çıkar. roger stalley, "early medieval architecture" adlı kitabında şu gözlemi paylaşır: "yuvarlak kemer, romanesk mimarinin adeta imzası haline gelmiştir, dönemin yapılarına karakteristik görünümünü veren temel öğedir."

tonoz sistemleri, romanesk mimarinin diğer önemli bir özelliğidir. beşik tonoz, çapraz tonoz ve kubbe gibi örtü sistemleri yaygın olarak kullanılmıştır. bu sistemler, yapıların daha geniş ve yüksek inşa edilmesine olanak sağlamıştır. john julius norwich, "the world atlas of architecture" adlı eserinde şöyle der: "romanesk mimarlar, tonoz sistemlerini geliştirerek, daha büyük ve daha anıtsal yapılar inşa etme becerisini kazandılar."

romanesk mimaride süsleme de önemli bir rol oynar. taş oymacılığı, özellikle kapı girişlerinde (portallar) ve sütun başlıklarında yoğun olarak kullanılmıştır. bu süslemelerde genellikle dini konular, mitolojik figürler ve bitkisel motifler işlenmiştir. meyer schapiro, "romanesque art" adlı kitabında şu yorumu yapar: "romanesk süsleme, sadece dekoratif bir unsur değil, aynı zamanda dönemin inanç ve düşünce dünyasını yansıtan bir anlatım aracıydı."

romanesk kiliseler genellikle latin haçı planında inşa edilmiştir. uzun bir nef, transept (çapraz kol) ve apsisten oluşan bu plan tipi, dönemin dini mimarisinin karakteristik özelliğidir. batı cephesinde genellikle iki kule yer alır ve bu cephe, zengin süslemelerle vurgulanır. hans erich kubach, "romanesque architecture" adlı eserinde şöyle der: "romanesk kilise planı, litürjik gereksinimleri karşılarken aynı zamanda dönemin kozmolojik anlayışını da yansıtıyordu."

romanesk mimaride malzeme olarak genellikle taş kullanılmıştır. bölgesel farklılıklara göre kumtaşı, granit veya mermer tercih edilmiştir. taş işçiliği, dönemin teknolojik seviyesini ve zanaat geleneğini yansıtır. erwin panofsky, "gothic architecture and scholasticism" adlı çalışmasında şu gözlemi paylaşır: "romanesk mimarinin taş işçiliği, dönemin manastır kültürünün sabır ve özenini yansıtır."

romanesk mimari, sadece dini yapılarla sınırlı kalmamış, kaleler, köprüler ve sivil mimari örneklerinde de uygulanmıştır. özellikle kaleler, dönemin savunma ihtiyaçlarını yansıtan önemli romanesk yapılardır. richard krautheimer, "early christian and byzantine architecture" adlı kitabında şöyle der: "romanesk üslup, dini mimariden sivil mimariye kadar geniş bir yelpazede uygulanarak, orta çağ avrupa'sının görsel kimliğini şekillendirdi."

romanesk mimarinin bölgesel çeşitliliği de önemli bir özelliktir. fransa, almanya, i̇talya, i̇spanya ve i̇ngiltere gibi farklı bölgelerde, yerel gelenekler ve malzemeler doğrultusunda romanesk mimarinin özgün yorumları ortaya çıkmıştır. xavier barral i altet, "romanesque: towns, cathedrals and monasteries" adlı eserinde şu yorumu yapar: "romanesk mimari, avrupa'nın kültürel çeşitliliğini yansıtan bir ayna gibiydi, her bölgede kendine özgü bir karakter kazandı."